İşi Doğru Yapmak mı, Doğru İşi Yapmak mı

31 Mar 2020
600 Görüntüleme

Prof Dr. Emre Alkin   (Ekonomist)

Korona virüsü bizlere yönetim ve yönetişim arasındaki farkı gösterdi. Yanlış kurgulanmış bir işi doğru yapmaya çalışmanın fayda vermediği ortaya çıktı. Kurgulanmış tüm iş modelleri artık sorgulanır hale geldi. Elbette kimse Korona Virüsünün ortaya çıkacağını tahmin edemezdi. Ancak, Korona Virüsünden önce de bıçak sırtında seyrediyorduk.

Geçenlerde kaleme aldığım "risk yönetimi ile kriz yönetimini birbirine karıştırmayın" uyarımı okuyup serzeniÅŸte bulunan bazı tanıdıklarım oldu. "Tedarik ve Cironun % 30'undan fazlasını bir firmaya, gruba ya da ülkeye baÄŸlamayın" dediÄŸim için eleÅŸtiri de aldım. Ancak "dost acı söyler". Tercihlerini göstere göstere gelen risk faktörlerinin farkında olarak belirlemiÅŸ olanların, söz konusu riskler gerçekleÅŸtiÄŸinde ÅŸikayet etme hakları yoktur. Ne siyasete ne hayat ÅŸartlarına  ne de hava ÅŸartlarına boÅŸuna yüklenmesinler. 

Buradan hareketle şunu hatırlatmak lazım: Firmalarda vizyonu yönetim kurulu belirler ve hedefleri koyar. İş planını ise söz konusu ilkeler ve hedefler doğrultusunda Genel Müdür yapar. Yönetim Kurulunun görevi iş planını dinleyip onaylamak veya gerekirse üzerinde düzeltmeler yapmaktır.

https://emrealkin.com/resimler/icerikler/buyuk/anagorsel_3284.jpg

DoÄŸru ÅŸekilde belirlenmiÅŸ vizyon ve misyon doÄŸrultusunda hedefler belirlendikten sonra, Genel Müdür ve personelin görevi uygulamayı yapmaktır. Yönetim Kurulu bu aÅŸamadan sonra belirli aralıklarla icraatı denetler. YönetiÅŸim Yönetim Kurulu'nun, yönetim ise profesyonellerin görevi ve hakkıdır. 

Ancak, görevler birbirine karışırsa baÅŸarısızlık kaçınılmaz olur. Yönetim Kurulu tarafından belirlenmiÅŸ görevleri uygulayan yapan kiÅŸilere sürekli karışılırsa düzen bozulur. Hem stratejiye hem taktiklere hem de operasyona sürekli müdahale olursa, baÅŸarısızlık doÄŸal sonuçtur. 

"Bazı patronlar istifa etse şirketler kurtulur..."

 Genellikle "kurumsallık" adına Yönetim Kurulunu farklı isimlerle dolduran patronlar, bir süre sonra akıllarına yatmayan tartışmaları hemen söz alarak sonlandırmaya, kendi arzu ve istekleri haricinde kararlar çıkmasını önlemeye veya alınan kararları bir sonraki toplantıda deÄŸiÅŸtirmeye çalışırlar. Çok sık karar deÄŸiÅŸtiren kurumların da baÅŸarı ÅŸansı fazla deÄŸildir. 

Geçenlerde Åžeref OÄŸuz'un bir yazısının baÅŸlığı dikkatimi çekti: "Çalışanı mutsuz patronu mutlu ÅŸirket görmedim". Harika bir yazı olmuÅŸ. Okumanızı tavsiye ederim. 

Gerçekten de patronlar, kiÅŸileri deÄŸil iÅŸi kontrol eden, sabırlı ve gerçekçi bir yaklaşımda olurlarsa, Yönetim Kurulunun istiÅŸare gücü ile yönetiÅŸimin faydalarından yararlandığı gibi, "doÄŸru iÅŸi" yapan bir yönetimle daha güvenli ve mutlu bir ortam yaratabilirler. Ancak, Genel Müdürün üzerinde "kıdemli genel müdür" gibi davranırlarsa, firmanın ulaÅŸtığı büyüklüğün hakkını veremezler. Bunun kabahatini de personelde aradıkça kısır döngünün içine düşerler. Bunlar iÅŸi deÄŸil, kiÅŸiyi kontrol etmeyi seven patronlardır. 

Son olarak bir yanlışlıktan bahsetmek istiyorum: Türkiye'de patronlar egolarına yenik düştükleri için kovduklarını tekrar geri alırlar ama kendi isteÄŸiyle iÅŸten ayrılanları geri almazlar. Halbuki, personel sirkülasyonu çok olan kurumlarda öncelikle kabahati kendilerinde aramalıdırlar. Bir personelin neden ayrıldığını anlamak istemeden, keyfiyete göre insan kaynağı yönetimi yapan patronların firmaları hiç bir ÅŸekilde deÄŸer yaratamaz. "Al-satçı" ya da "yap-satçı" gibi olurlar. 

Åžimdi bu yazdıklarıma bozulan kırılan olacaktır ama bazen içimden ÅŸunu diyorum: 

"Keşke bazı patronlar istifa etse de firmayı akıllı profesyoneller yönetse.

0.0
Son Güncelleme Tarihi: Cumartesi 16 Mayýs 2020 23:48
İlgili İçerikler :: Kadın Hizmet Erbabına Sağlanan Kreş Ve Gündüz Bakımevi Yardımında Gelir Vergisi İstisnası Muhasebe İle İlgili Kişi Ve Kuruluşlar